Testisler, sperm adı verilen erkek cinsiyet hücrelerinin üretildiği ve üremede görevli çift organlardır. Testisler, insan vücudunda gövdenin dışında, "skrotum" adı verilen torba biçiminde, deri ve kastan yapılmış bir yapının içerisinde yer alırlar. Sağlıklı bir erkekte testislerin her biri 4-5 cm uzunluğunda, 2,5 cm genişliğinde ve 3 cm kalınlığında olup, yumurta biçimindedirler. Ağırlık olarak ise her biri ortalama 21 gramdır. Genel olarak sağlıklı bir kişide sol testis sağ testisten biraz daha aşağıda bulunmaktadır.

Testis şişmesi, testisi çevreleyen zarların arasındaki sıvının miktarının artması durumudur. Halk arasında testis şişmesi veya testis torbasının su toplaması olarak da bilinir. Testis şişmesi genellikle ciddi bir hastalık olmayıp, estetik bir sorun olarak kabul edilir. Erkekler için pantolon giyerken, otururken veya bacak bacak üstüne atarken rahatsız edici bir durum olabilir.

Çoğu erkek bebek doğduğunda hidroselli olarak dünyaya gelir. Ancak bu durum zamanla kendiliğinden iyileşir. Testis şişmesi, ağrısız şişmelerle karakterizedir ve bu duruma hidrosel denir. Testis ne kadar şişerse şişsin, baskıya veya darbeye maruz kaldığında ağrı hissedilmez. Sadece sıkıştığı zaman huzursuzluk oluşur, ancak yine de ağrı hissedilmez.

Hidrosel, %10 oranında testis tümörünün yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Bunun yanı sıra, testis şişmesi skrotum içerisindeki iltihap veya torbalara alınan bir darbeden dolayı da oluşabilir. Bu durumda testisler su toplayarak şişebilir.

Testis şişmesinin tek kesin tedavi yöntemi cerrahidir. Ancak bazı hastalar bu tedavi yöntemini kabul etmeyebilirler. Bu durumda geçici iğne tedavisi uygulanabilir. İğne ile girilip ultrason rehberliğinde içerideki sıvının boşaltılması ve ardından tentürdiyot gibi maddelerin torbaların içerisine geri verilmesi geçici bir çözüm sağlar. Ancak bu yöntem sadece geçici bir rahatlama sağlar ve daha sonra tekrarlayabilir. Cerrahi müdahale sonrasında ise özel uygulamalar sayesinde tekrarlama riski azaltılır.

Testis şişmesi, her ne kadar çoğu durumda ciddi bir sağlık sorunu oluşturmasa da, altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması büyük önem taşır. Bu nedenle, böyle bir durumla karşılaşıldığında uzman bir doktora başvurmak en doğru adım olacaktır.